Hell in a Cell
Hell in a Cell maçı bir tür kafes maçıdır. Kafes maçlarının Elemination Chamber'dan sonra en vahşice olanıdır. Yükeskliği ve büyüklüğü tartışılamaz.
Bu maç teke tek olabileceği gibi her türlü takım maçı da olabilir. Bu maç her güreşçi için iyi geçmeyebilir. Çünkü bunda da aşırı derece de sakatlıklar yaşanabilir.
Kafes maçı başka bir maçla bütün olarak oynanabilir. Mesela bu kafes de bir first blood maçı, handicap maç gibi maçlar da düzenlenebilir. Ama handicap maçında handicap verilen taraf pek de şanslı olamaz. Çünkü en ufak bir hatası ona pahalıya mal olabilir.
Bu kafesten dışarı çıkmak ta mümkündür. Kafesin bir tarafında ister giriş isterse çıkış diye adlandırabileceğimiz bir kapı vardır. Kapı olmasına kapı ama o kadar zordur ki açmasısı kolay kolay açılmaz. Bazen hakemlerin yardımıyla bu kapı açılabilir. Çünkü kapının kilidinin tek anahtarı hakemde vardır.
Her ne kadar içerde devam eden mücadele belirli bir zaman sonra mutlaka dışarı taşar. Zaten yabancı nesnelerin çoğu dışarda bulunmaktadır. Bu maçlarda herşey serbesttir.
Dışarda devam eden güreş kafesin üstünde de devam eder. Gözünde korku olmayan güreşçiler kafesin üstüne tırmanarak maça orada devam ederler. Maçın en korkunç ve riskli noktası da orasıdır. Çünkü bir güreşçinin oradan ayağının üstüne düşmesi onu hayatı boyunca bir daha yürüyememesi anlamı taşır.
Bu zamana kadar bu maçlar çok sert geçmiştir. Sakatlıklar olmuştur. Özellikle bu tür bir maçta Undertaker ve Mankind'in karşılaşması herkes tarafından beğeniyle izlenmiştir. Seyirciler Undertaker'ın Mankind'e yaptıklarını hem şaşkınlık hem de korku ile izlemişlerdir.
Paylaşımın en güzel ödülü yorumlarınızdır.